Bir Başka Bingöl Efsanesi
Bingöl'de sıra dağlar, dağların üzerinde çok sayıda büyüklü küçüklü krater gölü yer alıyor. Gerçek sayısını araştırdığım kaynaklarda buladım.
Şehrin adı üzerine bilinen kadim efsane şudur ki Evliya Çelebi tarihinde de bu efsaneye öncelik veriliyor. "Bir zamanlar, bu dağlarda avlanan bir avcı, bir keklik avlar. Kanlı kekliği buradaki göllerden birinde yıkar, tüylerini yolar, torbasına atarak köyüne döner. Evine geldiği zaman torbayı açar, açmasıyla keklik "Pırrr." Diye uçar, gider. O zamanla anlar ki kekliği yıkadığı göl, "'b-ı hayat" tır. Koşar dağlara. Şu göl senin, bu göl benim arar da arar, bir türlü bulamaz. O gün bugündür, ararlar da bulamazlar 'b-ı hayat gölünü. Yılda bir kez "Hızır Peygamber" in, "'b-ı hayat" gölünde yıkandığı, abdest tazelediği söylenir. Ama ne zaman, hangi gölde bunu kimse bilemez. Bilinmemesi için de, Allah bir değil, bin göl yaratmış burada..." denilmekte. Ab-ı hayat ya da günümüz Türkçesi ile "ölümsüz yaşam suyu" dur. Ama bu su hangi gölün suyudur bilinmez. Yıllardır aranır. bulunamaz derler. "Ondan kolay ne var hepsine gir çık, biri mutlaka tutar diyen" zeki okurlarımız olacaktır. Ösrünüz yeterse girer çıkarsınız orası beni bağlamaz. Ama o gölü bulmaya karar vermeden önce Stefen King'in şu meşhur Yeşil Yol'unu bir okumanızı da önenirim. Ola ki ölümsüzlüğün öyle önemsenecek bir değer olmadığını anlarsınız...
Yeni yetme bir efsaneye göre ise; bir zamanlar, Bingöl dağlarında düşman kovalayan bir bölük asker, içecek su bulamaz, karşıdan gelen arkadaşlarına suları olup olmadığı sorarlar. Onlar da, aştıkları dağın ardında bir göl gördüklerini, oradan su alabileceklerini söylerlar. Bölük, dağın tepesine ulaşınca, aşağıda bir değil, pek çok gölün bulunduğunu görerek seviçle haykırırlar: Burada bir değil, bin göl var!..
O günden sonra da bu dağlara "Bingöl" derler. |